Uyku Özgürlüğü

Uyku özgürlüğünün nasıl kısıtlandığının kısa bir tarihi.

1- Ufak çocuksun, gelişimin için yatman gerekir. Uyuma saatlerin bellidir, işte uyku özgürlüğü daha bu anda elinden alınmıştır.

2- Okula başlarsın, sabahçı olursun, sonra zite zite sabahları erken uyanıp akşamları da sabahları erken uyanacağın için erken yatırırlar seni. Uyuma özgürlüğün daha da gider elinden.

3- Orta okul liseye gelirsin, madde 2 artık öğlenci olma ihtimalin bile olmadan devam eder ve artık her dönemdir. (değişti zannımca bu ilköğretim olunca orta okul kalktı ama yaşlandık be okur bilmiyorum şimdiki nasıl hemen vurma)

4- NBA maçları senin uyku özgürlüğüne en çok darbeyi vuran zamanlardır. İzlemek istersin ama neden olduğunu anlamadığın şekilde ABD’nin saatiyle senin saatinin arasına 7-8 saat girmiştir. Gece kalkarsın maçı izlemek için ama “evladım yat uyu dinlen, üniversiteye gidince izlersin. ”

5- Üniversiteye gelirsin, daha rahatsındır artık, belki de uyku özgürlüğünün en çok olduğu zaman hayatında bu zamanlardır. İstediğin saatte yat istediğin saatte kalk. Belki de uyku özgürlüğünü kısıtlayan tek şey sınavlardır, onlar da olmasa dersin ama sıçtın mavisini görünce kendine gelirsin. (Ben pek görmedim sıçtın mavisini, uyurdum uykum gelince 😀 direk sıçardım yani kafayı yormadan)

6- İşe başladığın anda ise artık hayattaki çoğu özgürlüğünün yanında uyku özgürlüğün de gitmiştir ama en çok da o gitmiştir. Her sabah servise yetişmek zorundasındır. Her sabah aynı saatlerde uyanmak, aman tanrım bu nasıl bir zulüm böyle.

7- Bu arada hala NBA maçı seyredemezsin 😦

Halbuki bıraksalar uyku özgürlüğümüzü sonuna kadar yaşasak, biyolojik saatimiz karar verse ne zaman uyuyup ne zaman uyanacağımıza. Ne şukela olur ama…